- 17 Mar 2019
- 517
- 590
- Cinsiyetiniz nedir?
- Bay
Warner Brothers, Looney Tunes studios proudly presents TWEETY and SYLVESTER.
Ta... Taaaa...
Bu zamana kadar pek çok kişi ona farklı isimler (lakaplar) yakıştırdı.
Kendisi ile tanışma şerefine nail olduktan sonra ben de bir isim yakıştırdım. TWEETY
Evet...evet.. kesinlikle o benim sevimli Tweety'im.
Bu durumda bende doğal olarak Tweety'i ham yapmaya çalışan kötü kedi Sylvester oluyorum sanırım. (Allah'tan tek değilim çok Sylvester var)
O zaman bir Tweety ile Sylvester hikayesi paylaşayım sizinle
Mission Impossible detayında ve hassasiyetinde organize edilen bir randevuya tam zamanında gittim.
Binanın kapısına geldiğimde, aldığım son bilgi dizlerimin bağının çözülmesine sebeb oldu.
Ben yukarı bir kata çıkmayı beklerken, Tweety bana aşağı inmemi söyledi.
Dedim "yazılanlar doğru sanırım, mahzende kesip doğrayacak beni...uçkurun, sonun oldu işte..."
Sonra bildiğim duaları mırıldanarak aşağı indim, ışıkları yanmayan bir kapıdan içeri girdim.
Bir anda boynuma sarılı-siyahlı birşey atladı.
Dedim "beni, önce kaplanlara boğdurup sonra yiyecek; avcı iken av olduk"
Gözlerimi açtığımda ise şok olmuştum.
Üzerime atlayan Tweety miş, boynuma sarılmış, şapur-şupur beni öpüyormuş.
Allahım o nasıl bir enerji!, nasıl bir sevimlilik!
Nasıl bir cana yakınlık! Sanki geçmişten beni tanıyor ve seneler sonra tesadüfen karşılaşmışız gibi heyacanlı.
Kendisi gibi minnak salona geçtik, gayet hoş ve yerinde hazırlanmış bir ikram masası.
Hemen şarap ile birlikte başlıyoruz birbirimize sormaya - Eeee nede olsa ben onu, o beni merak edilen üyeler konulu msj larda ifşa etmiştik.
Ne kadar süre geçti bilmiyorum. Dudaklarımız birleşmeye başlamıştı ve ne olduysa o anda oldu. Şarabın etkisi mi? Uzun uzun öpüşüp nefessiz ve oksijensiz kalma durumu mu? Bilemiyorum; kendimden geçmişim.
Gözlerimi açtığımda sabah idi ve otel odasındaydım.
Bana ne oldu????
Akşam neler yaşandı????
Hiç birşey hatırlamıyordum!!!
Travmatik bir durumum var mı diye aynaya baktığımda; yüzümde istemsiz bir tebessüm ve mutluluk vardı, birde başımın etrafında bıcır bıcır ötüp dönen Tweety ler vardı. Ama Allahtan kafa sağlamdı herhangi şişlik yoktu.
Maalesef görüşmeye ait verebileceğim aklımda kalan detaylar bu kadar.
Buraya kadar ki yazdıklarım, yaşadıklarım ve bana yaşattıkları için Tweety'e çok teşekkür ediyorum.
Fakat Tweety hakkında daha yazmak istediklerim var.
Konuların ve gelecek cevapların/mesajların birbirine girmemesi için onu bölüm 2 olarak yazmayı uygun gördüm.
Bölüm 2'de görüşmek üzere....
Ta... Taaaa...
Bu zamana kadar pek çok kişi ona farklı isimler (lakaplar) yakıştırdı.
Kendisi ile tanışma şerefine nail olduktan sonra ben de bir isim yakıştırdım. TWEETY
Evet...evet.. kesinlikle o benim sevimli Tweety'im.
Bu durumda bende doğal olarak Tweety'i ham yapmaya çalışan kötü kedi Sylvester oluyorum sanırım. (Allah'tan tek değilim çok Sylvester var)
O zaman bir Tweety ile Sylvester hikayesi paylaşayım sizinle
Mission Impossible detayında ve hassasiyetinde organize edilen bir randevuya tam zamanında gittim.
Binanın kapısına geldiğimde, aldığım son bilgi dizlerimin bağının çözülmesine sebeb oldu.
Ben yukarı bir kata çıkmayı beklerken, Tweety bana aşağı inmemi söyledi.
Dedim "yazılanlar doğru sanırım, mahzende kesip doğrayacak beni...uçkurun, sonun oldu işte..."
Sonra bildiğim duaları mırıldanarak aşağı indim, ışıkları yanmayan bir kapıdan içeri girdim.
Bir anda boynuma sarılı-siyahlı birşey atladı.
Dedim "beni, önce kaplanlara boğdurup sonra yiyecek; avcı iken av olduk"
Gözlerimi açtığımda ise şok olmuştum.
Üzerime atlayan Tweety miş, boynuma sarılmış, şapur-şupur beni öpüyormuş.
Allahım o nasıl bir enerji!, nasıl bir sevimlilik!
Nasıl bir cana yakınlık! Sanki geçmişten beni tanıyor ve seneler sonra tesadüfen karşılaşmışız gibi heyacanlı.
Kendisi gibi minnak salona geçtik, gayet hoş ve yerinde hazırlanmış bir ikram masası.
Hemen şarap ile birlikte başlıyoruz birbirimize sormaya - Eeee nede olsa ben onu, o beni merak edilen üyeler konulu msj larda ifşa etmiştik.
Ne kadar süre geçti bilmiyorum. Dudaklarımız birleşmeye başlamıştı ve ne olduysa o anda oldu. Şarabın etkisi mi? Uzun uzun öpüşüp nefessiz ve oksijensiz kalma durumu mu? Bilemiyorum; kendimden geçmişim.
Gözlerimi açtığımda sabah idi ve otel odasındaydım.
Bana ne oldu????
Akşam neler yaşandı????
Hiç birşey hatırlamıyordum!!!
Travmatik bir durumum var mı diye aynaya baktığımda; yüzümde istemsiz bir tebessüm ve mutluluk vardı, birde başımın etrafında bıcır bıcır ötüp dönen Tweety ler vardı. Ama Allahtan kafa sağlamdı herhangi şişlik yoktu.
Maalesef görüşmeye ait verebileceğim aklımda kalan detaylar bu kadar.
Buraya kadar ki yazdıklarım, yaşadıklarım ve bana yaşattıkları için Tweety'e çok teşekkür ediyorum.
Fakat Tweety hakkında daha yazmak istediklerim var.
Konuların ve gelecek cevapların/mesajların birbirine girmemesi için onu bölüm 2 olarak yazmayı uygun gördüm.
Bölüm 2'de görüşmek üzere....