- 1 Ağu 2009
- 2,233
- 319
Fazlaca birşey anlatmaya gerek yok aslında sadece önceleri okuduğum bir makale geldi aklıma paylaşayım neler yaşadığımı siz anlayın.
Her tenin kokusu, dokusu, tadı, hissi farklıdır ve siz o tene dokunmaya, okşamaya, öpmeye doyamıyor, karşı koyamıyorsanız.....
Partnerinizle aranızda ten uyumu varsa birbirinizi uyarmak için çaba harcamanıza gerek yoktur; siz durursunuz, tenleriniz konuşur. Dokunurken, koklarken, tadarken hayattan soyutlanır, bulutların üzerinde yolculuk yapar, inanılmaz bir mutluluk duygusu yaşarsınız. Aklınızın nerelere gittiğini anlayamaz, sadece yaşarsınız. Kokusunu içinize çeke çeke öper, bunu yapmaktan asla bıkmazsınız. Bu rüya gibi cümleler, ten uyumu yaşamamış birine gerçek dışı gelebilir. Bilenlerin ise dudaklarında keyifli bir tebessüm uçuşur.
Romantizmi bir yana bırakıp biraz da biyolojik bilgi vermek gerekirse şunları söyleyebiliriz. Ten uyumu sadece cinsel değil ruhsal ve fiziksel çekimi kapsar; aşk, tutku, sevgiyle desteklenir. İki insan arasında bağımlılık yapabilen bu dokunma ve sarılma arzusunda ise pek yaramaz olan feromon hormonunun etkisi büyük. Yani söz konusu olan bir cinsel kimyadır. Burnumuzun iç kısımlarında bulunan vomeronazal isimli almaçla algılanan ve beyne iletilen feromon hormonunun işleyişini ise özet olarak şu şekilde açıklayabiliriz: Birinden hoşlandığınızda vücudunuzda bir seri fizyolojik ve kimyasal etkileşim meydana gelir; bunlar da koku salgılamanıza neden olur. Bu tahrik edici koku, karşınızdaki insanın burnunun derinliklerine, sadece ona özel bir mesaj gönderir. Bu kimyasal etkileşim de duyularınızı harekete geçirir. Söz konusu kimyasal olguya ruhsal ve fiziksel beğeniler, bilinçaltı ve bilinç üstündeki faktörler de katılınca ortaya ten uyumu çıkar. Parfümlerin yapımında feromon hormonundan yararlanıldığını da bir not olarak paylaşalım.
İşte böyle bir şey Meltemle geçirdiğim anlatılmaz yaşanır birkaç mutlu saatin özeti.
İyiki tanımışım seni.
Her tenin kokusu, dokusu, tadı, hissi farklıdır ve siz o tene dokunmaya, okşamaya, öpmeye doyamıyor, karşı koyamıyorsanız.....
Partnerinizle aranızda ten uyumu varsa birbirinizi uyarmak için çaba harcamanıza gerek yoktur; siz durursunuz, tenleriniz konuşur. Dokunurken, koklarken, tadarken hayattan soyutlanır, bulutların üzerinde yolculuk yapar, inanılmaz bir mutluluk duygusu yaşarsınız. Aklınızın nerelere gittiğini anlayamaz, sadece yaşarsınız. Kokusunu içinize çeke çeke öper, bunu yapmaktan asla bıkmazsınız. Bu rüya gibi cümleler, ten uyumu yaşamamış birine gerçek dışı gelebilir. Bilenlerin ise dudaklarında keyifli bir tebessüm uçuşur.
Romantizmi bir yana bırakıp biraz da biyolojik bilgi vermek gerekirse şunları söyleyebiliriz. Ten uyumu sadece cinsel değil ruhsal ve fiziksel çekimi kapsar; aşk, tutku, sevgiyle desteklenir. İki insan arasında bağımlılık yapabilen bu dokunma ve sarılma arzusunda ise pek yaramaz olan feromon hormonunun etkisi büyük. Yani söz konusu olan bir cinsel kimyadır. Burnumuzun iç kısımlarında bulunan vomeronazal isimli almaçla algılanan ve beyne iletilen feromon hormonunun işleyişini ise özet olarak şu şekilde açıklayabiliriz: Birinden hoşlandığınızda vücudunuzda bir seri fizyolojik ve kimyasal etkileşim meydana gelir; bunlar da koku salgılamanıza neden olur. Bu tahrik edici koku, karşınızdaki insanın burnunun derinliklerine, sadece ona özel bir mesaj gönderir. Bu kimyasal etkileşim de duyularınızı harekete geçirir. Söz konusu kimyasal olguya ruhsal ve fiziksel beğeniler, bilinçaltı ve bilinç üstündeki faktörler de katılınca ortaya ten uyumu çıkar. Parfümlerin yapımında feromon hormonundan yararlanıldığını da bir not olarak paylaşalım.
İşte böyle bir şey Meltemle geçirdiğim anlatılmaz yaşanır birkaç mutlu saatin özeti.
İyiki tanımışım seni.